"Üstünden zaman geçince herşey gibi değersiz olacaklardı. Ben de yazdım, hep değerli kalsınlar diye."
Eskilerin Radyo Pro., şimdinin DJ'i, Babala Tv'de editörlük -ayrıldı-, İnkılap Kitabevi'nde yazarlık yapan Selcan Aydın'ın kitabı Yirmi5'in kapak sözü bu cümleler.
Kendi tabiriyle "falanca hikayeler'den" oluşan bu kitabı içinde olupta hiç büyümeyen 5 yaşındaki bir çocuğa ve 20 yaşındaki genç kıza adayan Selcan Aydın, kitapta ufak yaşta yediği darbe -babasızlık- ile değişen hayatının gidişatını anlatıyor.
" Bana bir masal bile anlatmadın baba.
Ben bu yüzden hayatım boyunca hiç hayal kuramadım. " diyen Aydın, yaşamını yazıya döktüğü bu kitabı ;
Çocuk
İlk Aşk
Karasevda
Eyvah, Evleniyorum Galiba!
Kaos
Yeni Hayat
olmak üzere 6 bölüme ayırıyor.
Yayıncılığını İnkılap Kitabevi'nin üstlendiği Mayıs 2014 basımlı kitap bir adet Selcan Aydın'ı tanımak için gerekli tüm bilgileri sunuyor.
Otobiyografiden çok okuyucu ile karşılıklı sohbet havasında geçen kitapta yer yer ağladığımı, yer yer güldüğümü, yer yer ise Selcan Aydın'a olan önyargılarımdan dolayı utandığımı söyleyebilirim.
Ev hanımı bir anne ile Edirne'nin sayılı iş adamlarından bir babanın en küçük çocuğu olan Aydın, Edirne'de gayet şatafatlı ve zengin bir çocukluk sürüyor. Paranın mutlu etmediğini henüz küçük yaşta idrak eden Selcan, babasının annesini aldattığını öğrenmesi ile erkek canlısından ilk yarasını alıyor.
Selcan ilk cinayetini şöyle dile getiriyor ;
Edirne'de hava o kadar soğuktu ki ev kaloriferli olmasına rağmen televizyonu yorgan altında izlerdik. Muhabbet kuşu da etrafta pıtır pıtır dolanırdı. E biz insanız, biz bu kadar üşüyorsak o da üşüyordur bence. Kuşu aldım ve yorganın altına soktum, debelenince daha serbest tutmaya başladım ve televizyon izlemeye devam ettik. Sonra babam geldi, bizi öptü ve , " Kuş nerede ? " diye sordu. Bende heyecanla , " Baba üşümüştü aldım ısıttım , bak burda. " deyip kuşu havaya fırlattım. Normal şartlarda bir iki sendeleyip hemen kanatlanması gerekiyordu, ama öyle olmadı. Bir tavana bir yere çarptı ve cansız bedeni önümüze düştü. Kaç saat ağladım bilmiyorum, harap oldum. Severken öldürme hikayemin ilki burada başlıyordu işte.
" Bir şeyi çok istersen, ölür. "
27 yaşında bu kitabı kaleme alan Selcan Aydın dönmek istediği tek anın babasının gidişi olduğunu söyleyip , ekliyor ;
Ona sadece şunu söylerdim :
" Gitme, sen gidersen ben hiç iyi olmayacağım. "
Hayatta kimseyi tam anlamıyla memnun etme gibi bir lüksün olmadığını, özgür ve mutlu olmak için kimseyi umursamamak gerektiğini, yeri geldiğinde hakkını savunmanın en büyük hakkı olduğunu ve daha nice şeyi erken yaşta yaşayarak öğrenen Aydın vazgeçmek zorunda olmaktan nasıl da nefret ettiğine ise kitabın içinde yer veriyor.
İlk Aşk'ı, Zeytin, Şarap ve Goncuk ; hepsinden bir yarası ve yaşadığı onca güzel anısı var Selcan'ın. Kitapta da bunlardan bahsediyor.
Tıpkı babasının annesini aldattığı gibi İlk Aşk'ı, Zeytin ve Şarap'ta Selcan'ı aldatıyor. Şarap'ın kendisine yaptıklarını Goncuk'a yapan, Zeytin'le evlenip sonrasında boşanan yahut başka çaresi olmadığından boşanmak zorunda kalan, İlk Aşk'ı ile kapanma hususunda problemler yaşayan Aydın inanılması güç bir dürüstlükle ve en çıplak haliyle kitabında hepsini anlatıyor.
Kendisini daha önceden bildiğim ve tanıdığımı sandığım aslında hiçte tanıyamamış olupta bu kitabı sayesinde asıl yüzünü gördüğüm bu gizemli kadının hikayesi sizleri de derinden etkileyecek.
SON
İnsanlara ön yargıyla yaklaşmamak gerekiyormuş kalemine sağlık başarılar
YanıtlaSilAynen öyle :)
SilTeşekkürler . Vesselam.
Burdan da anlıyoruz ki her insan yaralar ve şu cümleden asla şaşmam iyi insan yoktur henüz sana kötülük yapmamış milyonlarca insan vardır tüm bunları bir kez daha anladım vesselam...
YanıtlaSilİyiydi bu , var ol :)
Sil