Merhaba. Nasıl olduğum hakkında bi fikrim ya da herhangi bi bilgim yok. Mutlu olduğumu düşünmüyorum. En azından şu an içinde bulunduğum yaşantıdan zerre memnun değilim. Şükretmek mi? Hak etmeyenleriniz benden daha iyisini yaşarken bu biraz ahmakça olur.
Neyse ki bildiğiniz üzere bugün burada Türkan'a veda etmek için toplandık. Hoaaayyydaaa! Ulan bu da çelenk töreninden önceki anma konuşması gibi oldu :)
Geçtiğimiz sezonun okul dönemlerinden gene maddi olarak dara düştüğüm bi zamanında bi edebiyat yarışmasının haberi ulaştı şahsıma. Öyle ki birinci olan hikayeye beş bin lira ödül vardı. İhtiyaca mukabildir ki bu yarışmaya katılma gereksinimi hissettim ve bi pazar günü dışardaki evim olan Mori Cafe'ye gidip cebimdeki 2.5 tl ile yalnızca bi çay içerek saat 13.00 - 18.00 arasında Türkan'ı hayata geçirdim. Bilgisayarımın bir iki kez error vermesi ve 16.30 sularında yaşanan elektrik kesintisi dışında pek fazla bi sorun peyda olmamıştı. Aynı günün gecesi bi göz geçirme yaptıktan sonra hikayeyi sorumlu öğretmene götürdüm. Bazı düzenlemeler yapıldı ve gerekli bilgiler ile yarışmayı düzenleyen Şişli'de bi İmam Hatip Lisesi'ne mail olarak hikayemi gönderdik. Ben eğer yarışmayı bi İmam Hatip Lisesi'nin düzenlediğinden haberdar olsaydım Türkan'ı asla göndermezdim. Gel zaman git zaman bilgi geldi ki yarışmadan diskalifiye olmuşum. Sebebi ise hikayemin içinde bulunan küfür, argo kelimeler ve olay örgüsünün ahlak dışı olması. E bi İmam Hatip yönetiminden de ancak bu beklenirdi. Sonrasında yarışmayı kim kazandı, ne oldu, ne bitti hiçbiriyle ilgilenmedim. Çünkü artık umrumda değildi. Orası sadece beş bin lirayı kazanınca yapacağım harcamaların hayalini kurduğum adaletsiz bi platformdu. Ardından tek derdim Türkan'ı geliştirmek oldu. Hikayeyi yeni karakterlerle donattım. Verilen yer ve mekanda değişikliğe gittim. İşi uzattım da uzattım. Sonunda ise blogumu süsleyecek bi projenin ortaya çıkıyor olduğunu fark ettim. Çeşitli deneyim sahibi kişilerden yardım alarak Türkan'ı Boş Meşgale'ye uygun hale getirdim ve sizlere sundum. 10 haftadır onunla birlikteyiz ve gerçekten çok sıcak, aşırı kalpten yorumlar geliyor. Minnettarım.
Geçtiğimiz Pazar Türkan'ın final bölümünü yayınladım. Şaşıranlar da oldu, ben biliyordum böyle biteceğini diyenler de. Sonuç itibariyle gene birilerine derdimi, hayallerimi fevkaladenin fevkinde bi biçimde izah ettiğimi düşünüyorum.
Son olarak da geçmiş günlerde aklıma gelen kolaj işini sizlere göstermek istiyorum. Lafı uzatır, iyice anlatırım ama bence artık ben susmalıyım.
Ayrıca ( sırasıyla ) ;
Zeynep Sude'ye
Rojhat'a
Elif'e
Sülo'ya
İrem'e
Emre'ye
Ceren'e
Bedir'e
Sude'ye
ve Sedanur'a
çokça teşekkür ediyor, sanki onların büyüğüymüşçesine gözlerinden öpüyorum. Bana destek çıktıkları için var olsunlar emi.
Amaaan bu iş de burda biter. Daha güzel projelerle görüşmek temennisi üzerine.
Neyse ki bildiğiniz üzere bugün burada Türkan'a veda etmek için toplandık. Hoaaayyydaaa! Ulan bu da çelenk töreninden önceki anma konuşması gibi oldu :)
Geçtiğimiz sezonun okul dönemlerinden gene maddi olarak dara düştüğüm bi zamanında bi edebiyat yarışmasının haberi ulaştı şahsıma. Öyle ki birinci olan hikayeye beş bin lira ödül vardı. İhtiyaca mukabildir ki bu yarışmaya katılma gereksinimi hissettim ve bi pazar günü dışardaki evim olan Mori Cafe'ye gidip cebimdeki 2.5 tl ile yalnızca bi çay içerek saat 13.00 - 18.00 arasında Türkan'ı hayata geçirdim. Bilgisayarımın bir iki kez error vermesi ve 16.30 sularında yaşanan elektrik kesintisi dışında pek fazla bi sorun peyda olmamıştı. Aynı günün gecesi bi göz geçirme yaptıktan sonra hikayeyi sorumlu öğretmene götürdüm. Bazı düzenlemeler yapıldı ve gerekli bilgiler ile yarışmayı düzenleyen Şişli'de bi İmam Hatip Lisesi'ne mail olarak hikayemi gönderdik. Ben eğer yarışmayı bi İmam Hatip Lisesi'nin düzenlediğinden haberdar olsaydım Türkan'ı asla göndermezdim. Gel zaman git zaman bilgi geldi ki yarışmadan diskalifiye olmuşum. Sebebi ise hikayemin içinde bulunan küfür, argo kelimeler ve olay örgüsünün ahlak dışı olması. E bi İmam Hatip yönetiminden de ancak bu beklenirdi. Sonrasında yarışmayı kim kazandı, ne oldu, ne bitti hiçbiriyle ilgilenmedim. Çünkü artık umrumda değildi. Orası sadece beş bin lirayı kazanınca yapacağım harcamaların hayalini kurduğum adaletsiz bi platformdu. Ardından tek derdim Türkan'ı geliştirmek oldu. Hikayeyi yeni karakterlerle donattım. Verilen yer ve mekanda değişikliğe gittim. İşi uzattım da uzattım. Sonunda ise blogumu süsleyecek bi projenin ortaya çıkıyor olduğunu fark ettim. Çeşitli deneyim sahibi kişilerden yardım alarak Türkan'ı Boş Meşgale'ye uygun hale getirdim ve sizlere sundum. 10 haftadır onunla birlikteyiz ve gerçekten çok sıcak, aşırı kalpten yorumlar geliyor. Minnettarım.
Geçtiğimiz Pazar Türkan'ın final bölümünü yayınladım. Şaşıranlar da oldu, ben biliyordum böyle biteceğini diyenler de. Sonuç itibariyle gene birilerine derdimi, hayallerimi fevkaladenin fevkinde bi biçimde izah ettiğimi düşünüyorum.
Son olarak da geçmiş günlerde aklıma gelen kolaj işini sizlere göstermek istiyorum. Lafı uzatır, iyice anlatırım ama bence artık ben susmalıyım.
Ayrıca ( sırasıyla ) ;
Zeynep Sude'ye
Rojhat'a
Elif'e
Sülo'ya
İrem'e
Emre'ye
Ceren'e
Bedir'e
Sude'ye
ve Sedanur'a
çokça teşekkür ediyor, sanki onların büyüğüymüşçesine gözlerinden öpüyorum. Bana destek çıktıkları için var olsunlar emi.
Amaaan bu iş de burda biter. Daha güzel projelerle görüşmek temennisi üzerine.
Aşk ile.
Yorumlar
Yorum Gönder