At Gözlüğü & Çöp Eleştiri 4

Meryabazar. Yalnızlığın üretkenliği arttırdığına dair çeşitli söylemler var. Doğrusu buna katılıyorum.

Mühim Not: Gözlüğü olmadan okuyamayanlar olay sizle alakadar değil.
Uyarı: Bahsedilecekler, zarif (!) bünyelerde sarsıntıya sebebiyet verebilir.


Bilindiği üzere 18 haftalık bir yayın fikstürü oluşturdum. Bu hususta Boş Meşgale’ye emanet edeceğim ilk yazı da çevremde görmekten ve yaşamaktan bunalıp artık sabır edemeyeceğim raddeye gelen olayları korkusuz, tarafsız ve dürüst bir biçimde anlatıverdiğim alengirli formatım Çöp Eleştiri’nin dördüncü bölümüne konu olan at gözlüğü muhabbeti.

Paşa gönlüm istiyor ki öncelikle at gözlüğü denen nesneyi izah edeyim. Atların gözlerinin korunması, hedefe odaklanmaları, düz ilerlemeleri ve dikkatlerinin dağılmaması gibi amaçlara hizmet eden bu gözlük aynı zamanda atların görüş açılarını sağdan ve soldan daraltmakla da mükellef.


Ve malumunuz acı bir gerçek var ki kaderimiz olan bu coğrafyada at gözlüğü deyişi yalnızca atlar için kullanılmıyor. Öyle ki sabit ve sığ görüşlü olan, yeniliklere kapalı ve farklılıklardan kaçan nefessizler için de at gözlüğünü takmış diyoruz. En azından ben diyorum.

Sanılmasın ki gelenekleri, görenekleri yok sayıyorum. Ben hastasıyım Anadolulu’nun misafirperverliğinin, ben hastasıyım Egeli’nin samimiyetinin, ben hastasıyım Karadenizli’nin aksiliğinin, ben hastasıyım Akdenizli’nin maviye olan aşkının.


Olay şu. Değişikliğin bazen yararlı olabileceği gerçeğiyle yüzleşmek istemiyoruz. Toplumca tabular belirlemişiz kendimize. Mesela tesbih sallayana mafya, şalvar giyene terörist, küpe takana top demişiz. Yüksek sesle gülene arsız, yazı yazan ve resim çizene boş, hayali olana aptal demişiz. Kısa giyinene yollu, örtüsünü takınana yobaz, dinini yaşayana gerici, dini olmayana kafir demişiz. Sahi biz bu kadar şeyi demişiz de biri de çıkıp dememiş mi ki;


İnsanlar aklı ve iradesi sayesinde çeşitli kararlar alır ve bunda özgürdür. Zaten insan olmanın nimetlerinden biri de kendi kararlarını kendin almaktır. Dayatmalara uymamaktır. Yaftalanma korkusuyla yaşamak değil hürriyet naraları atmaktır.


Görünen o ki dememişler. Geçtiğimiz Cuma günü özel eğitim kurumlarından birinde matematik öğretmenliği yapan biri ile tanıştım ve hemen tartışmaya başladım. Diyordu ki ‘siz büyük resmi göremiyorsunuz ama durum vahim. kimsede din iman kalmamış. herkes vahşileşmiş. bu nesilden ve daha sonra gelecek nesillerden zerre miskal ümit yok. sigara içeni, küfür edeni, sevgilisi olanı, küpe takanı, metal müzik dinleyeni (ahshahssh özür dilerim burada gülmeden duramadım, orda da gülmüştüm) ve dahası.’


Just listen hocam dedim. Başladım tokatlamaya. Dedim ki bir gencin veya herhangi bir kimsenin sigara içmesi onu serseri yapmaz veya küfür ediyor olması geleceğe dair ümitlerinizi yıkmak için yeterli bir done değildir. Kaldı ki kimse metal müzik dinliyor yahut küpe takıyor diye dinsiz imansız da sayılamaz. Ayrıca din sizin yaptığınız gibi her seferinde riyakârlık ede ede değil sorumluluklarını mütevazilik ile yerine getirilerek yaşanılır. Bu arada herhangi birinin sevgilisinin olması da geleceğe dair ümitlerinizi yeşertmeli. Çünkü insan aşık olunca her şeye daha bi güzel yaklaşıyor ve çok daha sağlam işler çıkarıyor.


Böyle haklı olduğum olayları anlatmak nasıl keyifli var ya. Püfff.

Tevâfuken gelişen bu hadisenin mevzuyla olan ilişkisi anlaşıldı diye düşünüyorum.

Demem o ki farklı olmak, marjinal olmak, tuhaf karşılanmak suç değil. Değişik giyinmek, değişik gülmek, değişik yürümek, değişik ağlamak, değişik küfür etmek, değişik sevmek ve dahası değişik olan her şey seni sen beni de ben yapar. Zaten birbirimizden ayrı oldukça tamamlanabiliriz. En nihayetinde bi yapbozun her parçası farklı ve tüm parçaların birleşimiyle ortaya düzgün birşey çıkıyor.


Tıpkı böyle de şiddetli tavsiyemdir. Gayrı insanları yargılamak ve yaftalamak yerine onlara iyi davranmayı öğreniniz. Çünkü ne bizler belli bir yolun dışına çıkmaması gereken atlarız ve ne de sizler bizden para kazanacak olan iddiacı heriflersiniz.


Gene çok kaliteli tespitler yaptım he. Valla bak. Kendime hayran olmayayım da ne yapayım şimdi.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar