Korona Oturması

Çok kıymet versem de arada bir hayal kırıklığına uğrattığım bir öğretmenim var. Bugün, kendisi yaşamın iyi değerlendirildiği takdirde hep bir ödül olduğunu öğretti bana. Hayat denen karmaşanın bize sunduğu her şeyi cebimize koymamız gerektiğini ve hem iyileriyle hem de kötüleriyle doldurduğumuz ceplerimizin dengesini sağladığımız sürece yaşam içgüdümüzün bizi hep ileri götüreceğini de.

Bir dostum da yaşamın cilvesini ipte cambaza benzetti. O ipte yürümeyi öğrenemezsem daha çok düşeceğimi de ekledi sözlerine. Öylesine değil bu yazdıklarım. Doğum günümü mahallemizin dedesinin vefatına okunan mevlidin hemen karşısında mumlu bir pastayla kutlarken anlamıştım nefes almanın yaşamak olmadığını. Ve bugün vefat eden oğlunun cenazesinde ayakta duramayan anneyi görünce de idrak ettim bir çok kez ölünebileceğini.

Ortaokul son sınıfta yaklaşık 6-7 ay kadar bir vakit geçirdiğim kıymetli kardeşim Mustafa Berk Kahraman'ı dün akşam lösemiden kaybettik. Hal ve hareketleriyle, söz ve davranışlarıyla, başarıları ve idealleri ile her zaman çevresine örnek olup öncülük yapmaktan geri durmayan bu kardeşime karşı son bir görevim vardı. O da onu son yolculuğuna uğurlamak. Salgın, soğuk umursamaksızın cenazesinde bulunan onlarca belki yüzlerce insanı görünce anladım bir şeyleri. Kabristana gidip naaşını defnedecek kadar cesur değildim. Ağlardım da hem. Ama ismini taşımaktan gurur duyacağım sevgili adaşım. Allah mekanını cennet eylesin. Nurlar içinde uyu.

Bilindiği üzere Türkiye gündemlerin çok çabuk değiştiği bir ülke. Bundan bir buçuk ay öncesine kadar depremle iştigal iken bugünün takriben 3 hafta evvelinde kapılardan kaçan mültecileri konuşuyorduk. Şimdi ise malumunuz virüsü. Lakin bu değişen ve gelişen gündemler arasında atlanamayacak ehemmiyette bir olay da vuku buldu bugün. Bundan tam 105 yıl önce.


18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri anma gününde "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum." emriyle geri dönmeksizin toprak uğruna savaşan ve Çanakkale'yi geçilmez yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu vatan için canını veren bütün mehmetçiklerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.

Gelelim birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olmadığı bu günlerde yapılası şeylere. Bugün kalemimi iyiliğimize yormak istedim. Çünkü evden çıkmamanın hayati önem taşıdığı hala bazı kesimlerce anlaşılamamış olup can sıkıyor. Öncelikle konuyu şöylece bir ele alalım.

31 Aralık 2019’da DSÖ Çin Ülke Ofisi, Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirmiş. 7 Ocak 2020’de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir 'coronavirus' (2019-nCoV) olarak tanımlanmış. Daha sonra 2019-nCoV hastalığının adı COVID-19 (2019-nCoV Hastalığı) olarak kabul edilmiştir. Yeni korona virüsün, diğer korona virüsler gibi solunum salgıları ile bulaştığı düşünülmektedir. Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virüs içeren solunum salgısı damlacıkları, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olur. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için yakın temas (1 metreden yakın) gereklidir.

Üst solunum yolu hastalıkları belirtilerinden bazıları olan burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı ve yüksek ateş virüsün belirtilerindendir. Bu belirtilere ilaveten COVID-19 tanısı için, son 14 günde hastalığın görüldüğü ülkelerden (Çin, Kore, İtalya, İspanya, İran vb.) gelmiş olmak ya da hasta biriyle yakın temas öyküsü olması gerekmektedir. Virüsün bulaştığı hastalarda zatürre ve böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlar geliştiği ve bu hastaların yaklaşık %3’ünün hayatını kaybettiği görülmüştür. Ölümlerin çoğunda altta yatan başka tıbbi problemler (ileri yaş, şeker, kanser, kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalıkları gibi) vardır. Özellikle genç erişkinlerde, semptomlar soğuk algınlığı belirtileri gibi hafiftir. Bazılarında hiç belirti yoktur ve bu hastalar genellikle iyileşirler.

Hastalığın tedavi edilmesi hakkında konuşacak kadar bilgili olmasam da yayılmaması hakkında tavsiyeler verebilecek kadar zeki olduğum kanaatindeyim. Başta T.C. Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı 'Yeni Korona Virüs Riskine Karşı 14 Kural' tablosunu dile getirmekte fayda var. Ardından ise sizlere okulların tatil edilip Pelinsu arkadaşlarımızın mekanlarının tedbir amaçlı kapatıldığı şu vakitlerde neler yapabileceğinizle alakalı tavsiyeler vermek istiyorum.


Zira gördüğünüz, duyduğunuz ve okuduğunuz üzere durum hayli ciddi ve evlerimizden çıkmamamız gerekiyor. Aksi takdirde bir İtalya olmamız kaçınılmaz olacaktır.

İşte sizlere karantina günlerinde keyifle takip edebileceğiniz Youtube kanalları ve izleyebileceğiniz programlar, talk-showlar;

  • 140journos
  • 321GO
  • +90
  • BaBaLa Tv
  • Barış Özcan
  • Başak Kablan
  • Boşlukları Doldur
  • daire
  • Post42
  • Lore42
  • CM101MMXI FUNDAMENTALS
  • Bir Tat Bir Doku
  • Milenyum
  • İçindeki Sen
  • Konumuz Ne TV
  • Kutsal Motor
  • Onedio
  • pena
  • Ruhi Çenet
  • Stolk
  • Mesut Süre ile İlişki Testi
  • İbrahim Selim ile Bu Gece
  • BilimFili
  • Kamusal Mizah
  • TRT Arşiv
  • Cep Hikayeleri
  • Neyse Ne
  • Whyshy
  • The Boss

Ve şimdi de hikaye, politika, haber, komedi, toplum, sanat, eğlence, spor alanlarında keyifle dinleyebileceğiniz podcastler;

  • O Tarz Mı?
  • Podcastia Maceraları
  • Bunu Ben De Yaparım
  • Balon Haber Ajansı
  • Didik Didik Freud
  • Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
  • Açık Bilinç
  • Ceyhun Yılmaz Show
  • Burda Olan Burda Kalır
  • Kanepedeyiz
  • Farz-ı Mizah
  • GZT Podcast
  • Açık Gazete
  • Diyojen
  • Parke Gıcırtısı
  • Nereden Başlasam?
  • Mesut Süre ile Rabarba

Son olarak da takip etmekten haz duyacağınıza inandığım piyasaya kurban olmamış birkaç sağlam radyo;

  • Alem FM
  • Kent FM
  • The Rock FM
  • Virgin Radio
  • Best FM
  • Kafa Radyo
  • Açık Radyo
  • Metro FM

Evrim Ağacı evden çıkası olmayanlara (ulan beess) bir liste hazırlamış. Aktaralım efenim. Kendinize cici bakın. Umutsuzluğa kapılmayın. Direneceğiz ve kurtulacağız. Parklara, bahçelere, sahillere koşup sevdiklerimizle vakit geçirecek ve özlem gidereceğiz. Sadece inanın ve kurallara uyun.

Bilgiye ve öğrenmeye aç olanlar için tamamı ücretsiz erişime açılan Tübitak Dergileri ve YDS Publishing içeriklerinden yararlanmayı da düşünebilirsiniz. Sadece bir tavsiye :)
Görüşmek dileğiyle.






Yorumlar