Kontrolsüz Yeni Hayat

Bir cümbüşün içinde gibiyim. Karmaşık, garip. Artık defterimin arasına koyabileceğim bir fotoğrafa ihtiyacım var. Yeni bir şehrin garında tekeri kırık valizimle etrafı izlemeye ihtiyacım var. Her şey öylesine keskin ve acımasızca bitti ki benim her şeye yeniden başlamaya ihtiyacım var. Sanırım en çok da kendime ihtiyacım var.

Neyi daha iyi yapabilirim sorusuyla zihnimi meşgul ettiğim her günün gecesinde kabuslardan uyanıyorum. Bazı zamanlarda hiçbir şeyi iyi yapamazmışım gibi geliyor. Bundan 5 ay önce ilerde yapacağım radyo programlarımın isimlerini ve konseptlerini tasarlarken şimdilerde umarım 5 ay sonra kayda değer bir KPSS puanı elde etmiş ve hatta atanmış olurum diyorum.


Bir gardiyan olursam mahkumlara edebiyatı sevdirebilir miyim bilmiyorum. Onlara Dostoyevski'yi, Tolstoy'u, Çehov'u, Gogol'u anlatmayı çok isterim. Birlikte Hemingway, Hugo, Shakespeare okusak ne de güzel olur. Kalenderleriyle Bukowski'yi tartışsak mesela. Nietzsche, Kafka, Camus üçlüsünde gün öldürsek.

Ya da adliyede o günün davaları bittikten sonra mübaşir önlüğümü çıkarıp mikrofonun başına geçsem. Sanırım fazla hayal kuruyorum. Lakin bu beni ayakta tutuyor.

Kendime inanılmaz derecede kızıyorum şu aralar. Zira yazamıyorum. Neden böyle birden kesinti yaşadım bilmiyorum ama yazma kabiliyetimi tümden kaybetmiş gibiyim. Ve bu durum henüz kitap çıkarma hayalimi gerçekleştirememişken beni oldukça korkutuyor.

Hafta boyu yayın içerisinde bahsetmek istediğim şeyleri tasarlıyor hatta not alıyorum. Lakin çeşitli imkansızlıklarla haftada sadece bir kez erişebildiğim internet kafe bilgisayarına gelince elim kolum bağlanıyor sanki. 6 gündür yazmayı düşündüğüm hiçbir şey hatırıma gelmiyor. Üzülüyorum, zoruma gidiyor.

Şimdilik elimdeki kartvizitleri de bitirmek amacıyla yayınları Pazar günü yapmayı planlıyorum. Hem eski kartvizitlerde yayın günü Pazar, hem haftada bir kez internete erişebiliyorum ve hem de Ahmet'in yayın günü de Pazar. O yüzden en mantıklısı bu. Şayet başarabilirsem öncesinde yayınlamış olduğum formata uymaya çalışacağım. Olmaması halindeyse Boş Meşgale serüveninin yekten biteceğinin sinyalini vermiş olurum.

Ben söylenecek çok şey olsa da klavyeye gelince oluşan susmalarıma sövmeye gidiyorum.
Kalın sağlıcakla.





Yorumlar