Deprem - Bölüm 1

Amin Maalouf, Orta Doğu insanını tanımlarken her şeye üzülen ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar tabirini kullanır. Çevremizde yaşananlara üzülmek çoğu zaman yapabileceğimiz son eylemdir. Bu demek değildir ki üzülmeyelim. Lakin nefes alan canlılar olarak hala umut varken eli kolu bağlı durmak o devasa üzüntülerimizin en büyük mimarı. Bu yüzden hala bir şeylerin yapılabileceğine inanıyor ve bunun için çaba sarf ediyorum.

Bu yazı için sizlere hoş geldiniz bile diyemiyorum. Haklı olmaktan nefret ettiğim ve kale alınmasam da sonumuzu getirecek bir konuyla daha karşınızdayım. Söylenecek çok şey var lakin çıkıp da söyleyecek tek bir kişi bile yok. Bendeniz bu mühim görevi aylar öncesinden onca uğraşımın arasında sırtlayıp yüklendim. 

Bu hususta Boş Meşgale'nin sahibi olarak sizden tek ricam ise bu yazıyı dikkatle okuyup hayatlarınıza tatbik etmeniz ve çevrenizle paylaşmanız. Büyük İstanbul depremine dair bu yayını kamuoyu oluşturması adına elden ele yaymak en büyük yükümlülüğünüzdür. Unutmamalısınız ki elimizi taşın altına koymazsak o taşın altında bedenlerimiz kalır.

Malumunuz Türkiye genç oluşumlu bir yapıya sahip. Bu coğrafi durum arazimizi kırıklı bir hale getirmektedir ki bu durum ülkemizde deprem riskinin hayli yüksek olmasına sebebiyet verir. Ülkemizden Marmara bölgesinde Saros Körfezi'nden başlayıp İzmit, Adapazarı ve Orta Karadeniz'den geçerek Muş Varto'ya kadar ulaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Ege bölgesindeki horst ve grabenlerin yolundan iç kesimlerde bulunan Afyon ve Kütahya çevrelerine dek uzanan Batı Anadolu Fay Hattı (BAF) ve ülkemize Hatay'dan giriş yaparak Malatya, Elazığ üzerinden geçip Van Gölü'ne kadar gitmesiyle KAF hattı ile birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) olmak üzere toplamda 3 tane fay hattı geçmektedir. Bu durum tek başına Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini anlatmaya yetmektedir.

  • 1930 - Hakkari Depremi - 7.6 - 2.514 Ölü
  • 1939 - Erzincan Depremi - 7.9 - 32.962 Ölü
  • 1943 - Tosya-Ladik Depremi - 7.2 - 4.000 Ölü
  • 1944 - Bolu-Gerede Depremi - 7.2 - 3.959 Ölü
  • 1953 - Yenice-Gönen Depremi - 7.2 - 265 Ölü
  • 1970 - Gediz Depremi - 7.2 - 1.086 Ölü
  • 1976 - Çaldıran Depremi - 7.5 - 3.840 Ölü
  • 1999 - Gölcük Depremi - 7.6 - 18.373 Ölü
  • 1999 - Düzce Depremi - 7.2 - 845 Ölü
  • 2011 - Van Depremi - 7.2 - 604 Ölü

Yukarıda Türkiye'de bugüne dek yaşanan en büyük 10 depremi sizler için listeledim. Yaralılar, yıkılan binalar, enkazlar, bu kentlerin toparlanışı ve en önemlisi de o insanların psikolojisi kelimelerle anlatamayacağım cinsten. Ve üzülerek söylemeliyim ki bu efsanevi metropol İstanbul için de 7.2'lik bir deprem bizlere göz kırpmakta. O halde buyurun ve içinizi ürpertecek bilimsel detaylara değinelim.


Güncel çalışmalara göre beklenen İstanbul depreminin büyüklüğü 7.2, olabilecek en büyük deprem ise 7.6 şeklinde karşımıza çıkıyor. Burada dikkat etmemiz gereken husus 7.6'lık bir depremin 7.2'lik bir depreme nazaran 4 kat daha kuvvetli olacağıdır. Çeşitli kaynaklara göre beklenen bu büyük depremin 2030 yılına kadar 7.0 ve üzerinde olabilirliği %62, 7.6 büyüklüğünde olabilirliği ise %65. Yine başka bir araştırma da 2034'e dek 7.0 büyüklüğünde bir depremin olma ihtimalini %70 olarak hesaplıyor.

Olası bir 7.2 büyüklüğündeki depremde salınacak enerji Hiroşima'ya bırakılan bir atom bombasının tam tamına 65 katına eşit olacaktır. En iyi ihtimalle 15.000 ila 100.000 kişi arasında bir can kaybından söz edilirken büyük İstanbul depremi sonrası yaklaşık 3 milyon insanın evsiz kalacağı da belirtilenler arasında.


Ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının %31'ine denk gelip deprem riski ile yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan 970 milyar lira bir yana 6 metreye kadar ulaşabilecek bir tsunami oluşma ihtimali de çok yüksek.

26 Eylül 2019 tarihinde gördüğümüz üzere 5.6'lık depreme dahi dayanamayan İstanbul altyapısı olası bir 7.0 üzerindeki depremde yok olmaya mahkumdur. Çarpık şehirleşme yüzünden yollar kitlenecek ve elektrik, su, doğal gaz hatları kullanılamaz hale gelecek.

Uzmanların ortalama 1 dakika sürmesini öngördüğü bu büyük deprem hafife alınmayacak kadar mühim. Depremin direkt sonuçları arasında bulunan patlama ve yangınların yanı sıra 2 milyondan fazla kişinin acil barınma ihtiyacının oluşması ve yaklaşık 25 milyon ton enkaz oluşması beklenen diğer sonuçlardan bazıları. Bu enkazın kaldırılması için kamyonların tam tamına 1 milyon kez kullanılması gerekecek. Raporlar ortalama iki yüz binin üstünde binanın orta ya da ağır hasarlı olmasını tahmin ederken yaklaşık elli bin binanın da deprem esnasında yıkılmasını öngörüyor.

Peki ya daha da korkutucu detaylarla içeriğini zenginleştirebileceğimiz bu olay için yapılabilecek neler var? Deprem öncesinde, deprem anında ve deprem sonrasında yapmanız gerekenler, afetler esnasında kullanılması gereken uygulamalar, dikkat edilmesi gereken noktalar, olmazsa olmazlar ve daha fazlası için haftaya Pazar Boş Meşgale'de Deprem serisinin ikinci bölümünde görüşmek üzere.

*Niyetim mevzu bahse herhangi bir magazinellik katmak değildir, yanlış anlaşılmak istemem. Yalnızca deprem gibi ehemmiyetli bir konuyu tek bir yazıya sığdırmaya çalışmaktan rahatsızlık duyduğumu fark edip bunu 3 haftaya bölmeye karar verdim. Anlatacak çok şeyimin oluşuna duyacağınız saygı için şimdiden teşekkür ediyorum.


Seferihisar merkezli İzmir depreminde hayatını kaybeden 69 kişiye Allah'tan rahmet ve geride kalan yakınlarına sabır diliyorum. Saatlerdir durmak bilmeden çalışıp çabalayan AFAD, AKUT, UMKE, JAK ve dahası ekiplere de gayretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Tekrardan büyük geçmiş olsun. Görüşmek dileğiyle.

*Çeşitli kaynaklardan yararlanılmıştır.

Yorumlar