Yapım gereği bir işi yapmak adına bana tanınan süreyi sonuna dek kullanma huyumu devam ettirirsem tarihe geçmem pek de mümkün olmayacak. Bazılarınızın hinlik dolu göz bebeklerinin az önceki cümlede parladığını biliyor lakin sıradan olmadığıma inanıyorum. Kimi akranlarıma nazaran bir çok şeyde farkındalığı yüksek, vizyonu ve misyonu kuvvetli bir birey olarak geleceğe dair hayallerimi daha gerçekçi bir hale getirip hedef potasına aldım ve düş kurmaktansa plan yapmayı yeğlediğim bir yıla girdim.
Bugüne dek nerede akşam orada sabah usulü yaşayan biri olarak gün içerisinde tüketeceğim su miktarından izleyeceğim içeriklere kadar her şeyin planlı oluşu pek tabi yorucu. Ancak yeni yıla öylesine motive ve o kadar umutlu girdim ki her şeyi bilmek ve her yerde olmak istiyorum. Hayallerimi süsleyen o bilgi dolu herif olabilmem için ise hayatımı bir düzene sokmam gerekiyordu. Ve evet, soktum. Hahahahaha. Artık telefonumda 101 Okey ve Traffic Racer oyunları yerine 17 ayı kategoride makaleler bulunduran mobil kültür havuzu Akademia uygulaması var. Artık hayatımda içi boş Youtube videoları yerine Yılmaz Erdoğan'ın tiyatro eğitimleri, Barış Özcan'ın kalifiye içerikleri ve gerçek hayattan esinlenilen başarılı belgeseller var. Artık içimde eski Mustafa'dan çok daha fazlası var.
Çok daha fazlası dediysem hemen hacimsel algılamayın lütfen. Ayrıca büyüyen yalnızca fikirlerim. Çünkü hacmimin küçülebildiğini gördüm. Anlık bir memuriyet telaşıyla girdiğim diyet sabah koşusundan öğlen tarçınlı kahvesine, haşlama tavuğundan yeşil çayına uzanmak suretiyle sonuç verdi ve 9 günde 6.5 kilo verdim. Üstelik 9 gün sonra aynanın karşısına geçip küçülen ve sıkılaşan vücudumu görmek bana çok iyi hissettirmekle kalmayıp beni kamçıladı da.
Gayrı günlük düzenli spor yapan, sağlıklı beslenen, her gün en az 1 makale bitiren, günde en az 30 sayfa kitap okuyan, hayata dair eğitici ve öğretici işlerin takipçisi olup birikim denizinden nemalanmaya çalışan bir gundi olarak karşınızda duruyorum. Ha benim hayata olan inancımı kaybedip oraya buraya saldırmam yakın mıdır? E belki yarın bile olabilir yani. Ancak bu halimin gelecekteki bana bir mesaj vermesi arzumla buraya sil baştan oluşturduğum günlük yaşam rutinimi döktüm ve musmutlu biçimde bugünün konusuna geçiyorum.
Bugün sizlerle birlikte Ekşi'de burnu övülen, Köprü'de süper vali Recep Yazıcıoğlu'na hayat veren, etkileyici sesi bir yana sahnedeki akrobatik hareketleriyle de gençleri cebinden çıkartan ve bir dönemin 'Çirkin karizması diye bir şey var abi ya.' söylemlerini doğrulayan kalifiye tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Erdal Beşikçioğlu'nun hayatını inceleyeceğiz.
1970 yılının 5 Ocak tarihinde Ünyeli memur bir baba ve Ankaralı Arnavut bir annenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Erdal, babasının Vakıflar Bankası'nda sürdürdüğü müdürlük görevi hasebiyle vuku bulan tayinler sonucu Ankara'da başladığı ilk eğitimini Kayseri ve İzmir'de sürdürdü. Orta öğrenimini İzmir Özel Türk Koleji'nde liseyi ise İzmir Narlıdere Mehmet Seyfi Eraltay Lisesi'nde okuyan Beşikçioğlu takvimler 1989 yılını gösterdiğinde Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'na girdi.
Konservatuvar eğitimi esnasında yaratıcı drama üzerine gerçekleşen atölye çalışmalarına "William Guskill" önderliğinde katılan sanatçı 93'te mezun olduğu okuldan Devlet Tiyatroları'na geçiş yaptı. Aynı yıl Ankara Devlet Tiyatrosu'nda görevlendirildiği oyunculuk serüveninin akabininde 95-96 sezonunu Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda müdür vekili olarak geçirdi.
Üniversiteden sınıf arkadaşı ve dolayısıyla kendisi gibi oyuncu olan meslektaşı Elvin Hanım ile hayatlarını birleştiren Beşikçioğlu çiftinin Derin ve Ömer adında iki de çocukları bulunuyor.
Ankara'nın kalender kulüplerinden Gençlerbirliği'nin efsanevi başkanı İlhan Cavcav'ın öz yeğeni olan Erdal Beşikçioğlu hâlen Ankara Devlet Tiyatrosu'nda rol almaya da devam ediyor.
Ayşe Kulin'in yazmış olduğu romandan uyarlanan Vali dizisinde Yazıcıoğlu'nu canlandıran oyuncu pek tabi bildiğiniz üzere asıl ününe "Behzat Ç. - Bir Ankara Polisiyesi" projesiyle kavuştu. Beşikçioğlu, Emrah Serbes'in aynı isimli kitabından esinlenip ekranlara aktarılan dizide Polis Akademisi'nden 1985 yılında mezun olmuş bir cinayet büro amiri olan başrol karakteri Behzat'ı canlandırdı.
Paralel yapıya, adam kayırmacılığa, rüşvete ve dahalarına olan tepkilerinden mütevellit dönem arkadaşlarının neredeyse tamamı teşkilatın üst mertebelerine konuşlandırılmışken kendisi bir büro amiri olarak kalan Behzat'ın zanlılara şiddet içeren davranışlarını, samimiyetini, dürüstlüğünü, dost gibi dost oluşunu ve kendine has sorgu yöntemlerini başarılı biçimde hissettiren Beşikçioğlu belli etmese de ekibini ve ailesini koruyan ince tavrını geçirerek de izleyicide güzel intibalar bıraktı.
Bir Delinin Hatıra Defteri, Bir Ölü Evi, Canlı Maymun Lokantası ve On İkinci Gece gibi tiyatro oyunlarında rol alıp Oksimoron, Mezarsız Ölüler ve Hayvan Çiftliği gibi oyunların yönetmenliğine soyunan sanatçı 2011 yılında "Behzat Ç. - Seni Kalbime Gömdüm"filmi ile 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu, 2012 Antalya Televizyon Ödülleri'nde ise Drama alanında "Behzat Ç. - Bir Ankara Polisiyesi" dizisiyle En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü.
Barda, Eve Giden Yol, Hayat Var, Vali, Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku ve Çiçero gibi kalender sinema filmlerinde boy gösterip Behzat Ç. - Bir Ankara Polisiyesi, Leyla ile Mecnun, Reaksiyon, 46 Yok Olan ve Adı Efsane gibi muadili zor gelecek televizyon işlerinde alnının akıyla işini yapan oyuncu 2009'da da Bir Delinin Hatıra Defteri oyunuyla Baykal Saran Tiyatro Ödülü'nün sahibi oldu.
Behzat Ç. dizisinin yayından kaldırılması olayını Mesut Yar'ın şovunda 'İnsanın sosyal haklarından mahrum bırakılması ne kadar doğrudur, tartışılır.' gibi haklı şüpheci bir tavırla yorumlayan Beşikçioğlu 50 yıllık hayatına 14 sinema filmi ve 16 dizi sığdırmış, 16 oyunda boy gösterip 9 oyun yönetmiş kalender bir sanatçıdır. Yer yer halkçı bir adam oluşunu ifade etmekten geri durmayan sanatçının tüm derdiyse söylemi üzere tiyatroların daha çok ilgi görmesi. Bu uğurda Ankara'da Tatbikat Sahnesi'ni kurması, Beşiktaş Belediyesi ile olası sahne yerlerini incelemesi, Kültür Bakanı ile görüşüp tiyatronun geliştirilmesi adına sundukları çözüm önerileriyle temennilerde bulunması gibi hareketlerse mevzu bahsin derinliğini açıklar cinsten.
Bugün, oğlunun reisicumhur olmasını isteyen ve bir parantez açıp olacak da diyebilen bir adamı izah etmeye çalıştım sizlere. Şahsen kendisini izlemekten ve dinlemekten çok çok keyif aldığım bir karakter Erdal Beşikçioğlu. Dilerim günün birinde Instagram üzerinden kendisine yolladığım mesajlara görüldü atmaz da benimle #Süpertaj yapmayı kabul eder.
Fabrika ayarlarına dönmek isteyenleri aşağıdaki bağlantıya alalım.
Ve diğerleri. Kendinize iyi bakın. Görüşmek dileğiyle.
Erdal Beşikçioğlu: Fabrika Ayarlarına Dön
Yorumlar
Yorum Gönder