Valide Mahkemeleri



Son zamanlarda alenen üretim sıkıntısı yaşadığımı söylemek mümkün. Sorunlarımın büyümesi beni yalnızca keyifli ve güleç kimliğimden uzaklaştırmakla kalmayıp işlerimi tasarlayıp yürütmekten de alıkoyuyor. Öyle ki son haftalarda Boş Meşgale'de tekrara düştüğüm hissi beni hayli rahatsız ettiğinden gerçekten biraz ara vermem gerektiğini bir kez daha anlıyorum.


Tanıtımını yapmama rağmen bölümlerine yer veremediğim Memleket Meselesi formatı adına bekleyen tüm okurlarımdan özür diliyor ve davulun da tokmağın da onların elinde olduğu bir sistemde konuşmak istemiyorum.

Bu gece zamandan gidelim mi biraz ya? Şu zamanın durmak bilmeyen hızından hani.

Daha dün bir kız kardeşimin olacağı haberini almıştım. Şimdi on yaşında ve onu sadece globalleşmekle kalmayıp aynı anda rezilleşen ve pisleşen dünyanın geleceğine hazırlamaya çalışıyor, öğütler veriyor, yaşadıklarım kadarıyla tavsiyelerde bulunuyorum.

Daha dün girdim üniversite sınavına. Olmadığını, başaramadığımı o okulun bahçesinden çıkarken ne ettiysem kendi kendime ettiğimi sanki daha dün anladım. Babam sanki daha dün dedi canın sağ olsun diye. O kırmak istemeyen ama paramparça olan sesi sanki daha dün ilişti kulağıma.

Gerçi babam dün akşam gerçekten bir şeyler söyledi. Ben senden ümidi zaten kesmiştim dedi. Bana inanmayıp küçümseyen kim varsa hepsine vaktiyle ağzının payını verdim ama senden bunu beklemezdim baba. Olayı detaylandırmak gereksiz lakin vicdan onun bunun lafına mazhar olmamak için çocuğunu dershaneye yazdırıp cebine para koymakla ölçülebilecek bir şey değil. Zira öyleyse de ders çalışırken ambulansla hastaneye kaldırılan oğlunun vicdanı oldukça rahat. Ama artık sen de listedesin. Temmuz ayında seninle de görüşeceğiz. 

Şimdi 4 ay var bu bütün dengelerimin içine s*çan sınava. Bu sefer kaybetme lüksüm yok. Hatta iddialarım var, sözlerim var. Tüm çabamın kazanamasam dahi savaşmış olmak üzerine olduğu günlerden tamamen kazanım odaklı evreye dün yediğim manevi tokatlarla geçmiş bulunuyorum.

Başarılı  olmak için harekete geçmem gerektiğini salık veren kıymetli okurlarım. Anlık tepkileri önünü görmesini engelleyen fevri ve sivri uçlu bir adam olsam da sırtımdaki akrebi söylemeniz benim için onur verici. 

Aile evi. Sen ne menem, ne rezil, ne pis bir şeysin ya? Bakınız sadece bugün evet sadece bugün duş jeli, halı terliği, gazete sayfası, kablosuz fare, ev hırkası, bisküvi çeşidi, patates büyüklüğü ve dahası konulardan ötürü tartışmalar çıktı. Tüm tartışmalar hakkımda yargısız infaz yapılan valide mahkemeleriyle kapatılırken hakkımdaki ithamlar da pek tabi gittikçe ağırlaştı.

Lakin bu tartışma ve kavgalarda yavaş yavaş arsızlaştırılıyorum. Hayır hayır, yanlış anlaşılmak istemem. Mesela annem bana benden adam olmayacağını, bir baltaya sap olamayacağımı, hayırsız bir evlat olduğumu söylerken ben son zamanlarda keşfettiğim ukulele prensesi Berika'nın yahut yeni yarı ünlümüz İbrahim Başaran'ın şarkıları ile odamda raks ediyorum. Öbür türlü delirmemek işten bile değil. Bu seviyeye gelene kadar çokça ağlayıp çuvaldızı kendine batıra batıra delik deşik olmuş biriyim. Bu benim hakkım.

Haftaların, ayların hatta yılların istikrarına ihanet etmemek adına yayınlanan bu kısa ama anlayana derin yazıyla sizleri selamlıyor, mutlu pazartesiler diliyorum. 


Mutlu pazartesi ne ya? 

Yazı böyle mi bitirilir oğlum? Bir kendine gel artık ya!

3 tane 1 lira. 3 tane 1 lira.

Abi yine hatlar karıştı herhalde.

Biz iç konuşmamızı niye burada yapıyoruz lan?

Ne bileyim.

Oğlum deli sanmasınlar sonra kendi kendine konuşuyor diye.

160 yayın oldu, seni hala aklı selim biri mi sanıyorlar? Hashahsahsahhah

Al işte.



Yorumlar