Yalnız kirpiklerim uzun ömrüm değil
Sadece saçım kısa aklım değil
Arzuluyorum arzulamasına da
Bilirim o benim dengim değil
Sırtıma havlu koyulmazmış artık
Büyümüşüm öyle diyorlar
Kendini korumak bi tek çocuklara mı kaldı yani
Hem ben nereye sığınacağım şimdi
Bilmem hangi duraktayım
Hangi kapıdan kovuldum
Kim ah etti ki benden
Bu baht meyleder mi iyiliğe, güzelliğe
İçi boş bir oda var burada
Ve ben en soğuk duvarında
Saatlerce ağlamaklı şarkılıklar
Bu hayalim olan gençlik miydi
Ruhsuz ve adice geçiyor günlerim
Ayaklanmak adına ne kadar hevesim varsa
Katlediliyor umarsızca
Hem de diğer benin pis kahkahaları arasında
Sahi yaşama dair neyi yitirdim
Bu kavgada tek kaybım kanayan yaralarım olamaz
Bazen ne aradığımı bulmaya çalışırken görüyorum kendimi
Ben bir roman karakteri miyim
En az mezeler kadar çeşitliydi sohbetim
Şimdi ise tokat gibi bir soğuktan ibaretim
Esir olduğum korkularımlayım
Aranızda hayatta kalabilmek hiç de güç değilmişçesine
Bağıntısız huylarınızla bir savaş vermekteyim
Ani kararlar verilmezmiş metruk yerlerde
Ve siz inanmazmışsınız bu devirde aşka, sevgiye
Kimsiniz siz
Gaddarlığınızı da gamzeleriniz gibi göstersenize
Kastım canıma değil
Yorgunluk ruhumu terk etsin isterdim
Bir dert zerk edilmeden vücuda
Sual edilirmiş etkilerinden
Sizler neden sormazsınız tüm bunları
Merakı ve saf niyetleri ile Pazar gecelerini bekleyen bir avuç okura ne denli büyük bir özür borçlu olduğumun farkında olmakla beraber toparlanmak üzere gayretlerde bulunuyorum. Eski sevgilinizin bir yazıp bir yazmaması gibi salkım saçak yayınlar servis etmek benim de hoşuma gitmiyor. Niyetim çok daha büyük bir prodüksiyona geçiş yapmak ve bu fikri alabildiğine büyütmek iken mahpusluğa da katlanıyorum. Nasıl zor olduğunu anlatamam belki ama kolay olmadığını anlarsınız diye biliyorum. Gecelerinize yorulduğu için bedenimi yataklara düşüren ruh halimin izahatı olan bir şarkı bırakarak müsaade istiyorum. Hayatı sevebildiğim günlerde görüşmek ümidiyle, sağlıcakla kalın.
Bu sefer biraz depresif olmuş sanki :)
YanıtlaSil